TKP ve YKP temsilcileri, Cuma sabahı İstanbul’da gazetecilerle buluştu.
Toplantıyı, TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan açtı. TKP’yle YKP arasında çok derin bir dostluk ve işbirliği ilişkisi olduğunun altını çizen Okuyan, görüşme sırasında iki parti arasında görüş alışverişinde bulunulacağını belirtti.
Okuyan, “Türkiye’de bizim her zaman şikayetçi olduğumuz bir seçim atmosferi vardı, yıllardır ‘Türkiye siyasetten arındırılıyor, partiler parti olmaktan çıkıyor, kişiler öne çıkarılıyor’ diyorduk, ama hiçbirimiz bu seçimlerde gördüğümüz kepazeliği beklemiyorduk” dedi.
TKP’nin sahada ve medyadaki tüm çabasına rağmen Türkiye’de siyasi programlara, dünya görüşlerine, ideolojik referanslara dair bir tartışma yürümesini sağlayamadığını belirten Okuyan, “Siyaset yerine kişileri tartışıyoruz. O kişilerin de siyasi görüşlerini değil, hangisinin hangisine daha iyi laf soktuğunu tartışıyoruz” dedi.
‘İşi su sağlamak olan belediyenin su fabrikası olur mu?’
Okuyan, Türkiye’de çok önemli başlıkların bu atmosfer nedeniyle güme gittiğini dile getirdi. “Bir örnek vereyim. Dün izledim, TKP Youtube sayfasında İBB Başkan adayımız Orhan Gökdemir’le Kaya Tokmakçıoğlu’nun programı var. Orada konuşulanların onda biri konuşulmuyor İstanbul’a dair seçimlerde.”
Orhan Gökdemir’in programda dile getirdiği “Bir belediyenin su fabrikası olur mu” sorusuna atıfta bulunan Okuyan, “Bunu nasıl kimse sorgulamaz? Bir belediyenin esas işlerinden biri sağlıklı içme suyu sağlamak. Bunun yerine su üretip satılması nasıl kabul edilebilir? Kimse bunları gündeme getirmiyor” yorumunda bulundu.
‘O para sayma makinelerinden binlercesi her yanda çalışıyor’
İstanbul seçimlerinde gündeme gelen, yandaş medya tarafından servis edilen “para sayma görüntüleri” tartışmasına değinen Okuyan, “Detayını bilemeyiz. Ama İstanbul’un her köşesinde o para sayma makinelerinin çalıştığı bir dönemden geçiyoruz. AKP bilmiyor mu bunu sanki? O makineler, İstanbul’un taşının, toprağının, her yanının satışında kullanılmadı mı? Bütün partilerde o makinelerden binlercesi var” değerlendirmesini yaptı.
“Biz komünist partisiyiz” diyen Okuyan, geçtiğimiz günlerde katıldığı bir televizyon programında yaşananları anlattı. Yayına telefonla bağlanan bir muhalefet temsilcisi için “Salonda olsaydı kavga çıkardı” diyen Okuyan, herkesin solcuyla solcu, sağcıyla sağcı olmasından bıktıklarını vurguladı.
“Bağlandı, ‘Türkiye’de bir devrimci durum yaşanıyor şu anda’ diyor. Marksist kavramlar kullanıyor. Ne işi var bunların bir düzen partisi sözcüsünün dilinde? Kimse de sormuyor ‘Beyefendi siz ne ara Marksist oldunuz, madem oldunuz, ne işiniz var CHP’de’ diye.”
Okuyan: Liberal Demokrat Parti’yi özlemeye başladık
TKP Genel Sekreteri, “LDP’yi özlemeye başladık” dedi, “Kimsenin ne dediği belli değil. Ve buna sol partiler de dahil oldu.”
Okuyan’a göre TKP, “tartışamadığı bir seçimde derdini anlatmaya çalışıyor”.
“Siyaset taraflar arasında olur. Biz tarafları olmayan bir seçimde yurttaşlarımızı taraf olmaya çağırıyoruz, bu çok yorucu. Karşımıza faşistler, sosyal demokrasiye gerçekten inanan sosyal demokratlar, İslamcılar çıksın. Olmuyor. Herkes kalıptan kalıba giriyor.
“Şu andaki adayların yarısı son bir yıl içerisinde parti değiştirmiş. İnsanların siyasi görüşü değişebilir, ama bari niye değiştiğini söylesinler, biz de bilelim. Mesele sadece Hamza Dağ’ın parti rozeti takmaması değil ki, herkes ona taktı. AKP’nin içinde gizli CHP’liler var, CHP’nin içinde gizli İYİP’liler var… Çorba gibi. TKP bu karmaşanın içinde dimdik ayakta durmaya, siyaset yapmaya çalışıyor, bize ‘demode’ diyorlar. Göreceğiz. Kim eski kafalı, kim modern göreceğiz.”
Fakat Okuyan’a göre TKP, halkın içindeki çalışmalarını çok rahat yürütüyor. “Türkiye’nin her yerinde çalışıyoruz. Fakat bu belden aşağı siyaset atmosferinin parçası olmamak için çok uğraşıyoruz.”
Okuyan, siyasi tartışma yürütmek için çağrıda bulundu: “Çağrımızdır bütün partilere, çıksınlar TKP’nin karşısına. Ama sorun şu, üç dakika sürer o tartışma. Aptallaşıyorlar o ortamda. Fikir yok. Dillerini bile kaybettiler, Türkçe’yi dahi düzgün konuşamıyorlar. Meydan okuyoruz hepsine.”
‘Bütün anket şirketleri birilerinin manipülasyon aracı’
Okuyan, toplantıda, seçim anketlerine ve bu anketleri yapan şirketlere de tepki gösterdi. “TKP’nin birtakım yakışıksız yöntemlerle yok sayılmaya çalışılması çabalarına girmek istemiyorum, biz komünist partisiyiz, alışığız” diyen Okuyan, “Ama bakın, bir muhalefet partisi Kadıköy’de anket yapıyor, herkesin konuştuğu sayın Maçoğlu ankette yok. Neymiş efendim, sorular adaylar belirlenmeden hazırlanmış. Hangi tarihte yayımlanıyor? Mart’ın 10’u. Hatay Defne’de aynı, ısrarla insanlar ‘Biz TKP’ye vereceğiz’ diyor, ‘Yok bizim elimizdeki listede öyle bir parti’ diyorlar. Bu nasıl bir dünyadır? Bütün anket şirketleri birilerinin manipülasyon aracı” yorumunda bulundu.
“Biz bu ortamdan uzak duracağız. Bakın, üzerinde tepinebileceğimiz partilere dahi bir şey söylemiyoruz. Muhalefet birbirine giriyor densin istemiyoruz. Bıraktık, onlar bu siyaset ortamında çürüsün. Biz kendimize güveniyoruz. Biz 1 Nisan’da yine görev başındayız. Bakalım diğerleri insan içine çıkabilecekler mi… Bakalım kaçı seçildiği partiden istifa edecek…”
‘Çantacı adaylar var, herkes biliyor’
Yerel seçimlerde ortaya çıkan siyaset ortamına dair eleştirilerini sürdüren TKP Genel Sekreteri, “Türkiye’de bir sürü aday, ihalelerdeki çantacılar gibi başka partilerden para koparmak için aday oluyor ve bunu herkes biliyor” dedi.
Peletidis: Komünistlerin güçlenmesi önemli bir gelişme olacaktır
Kemal Okuyan’ın ardından sözü Patras Belediye Başkanı Kostas Peletidis aldı. Peletidis, “TKP’nin yerel seçimlerde güçlenmesi, TKP’li belediye başkanlarının ve belediye meclis
üyelerinin seçilmesi halk için büyük önem taşıyor. Halkın daha iyi bir yaşam mücadelesinde
böyle bir dayanağa sahip olması oldukça önemli bir gelişme olacaktır” dedi.
Her iki ülkede de büyük yıkım ve mağduriyetlere neden olan politikalarla karşı karşıya olunduğunu belirten Yunan Belediye Başkanı, “Halkın güvenliği ve ihtiyaçları iki ülkede de birer maliyet olarak görülüyor ve sermaye gruplarının kârları uğruna feda ediliyor. Azınlığın kârlarına hizmet edilmesi için değil çoğunluğun ihtiyaçlarının karşılanması için
komünistlerin her yerde güçlendiği bir mücadeleye ihtiyacımız var” dedi.
Patras, Yunanistan’ın Batı Yunanistan bölgesinin başkenti ve 215 bin nüfusuyla ülkenin üçüncü büyük şehri. Ülkenin “batıya açılan kapısı” sayılan Patras, bu nedenle Yunanistan’ın önemli ticari limanlarından birine sahip. Öte yandan şehir, özellikle teknoloji eğitiminde öne çıkan bilim araştırma merkezleri ve Patras Karnavalı’yla öne çıkan canlı bir kültür sanat hayatına sahip.
Peletidis, “Hükümetlerin halk düşmanı politikaları nedeniyle karşılaştığımız zorluklara rağmen deneyimlerimiz komünistlerin bir değişim yaratabileceğini gösteriyor: Komünistler her zaman halkın çıkarlarını savunurlar. Hep doğruyu söyler, asla burjuva partilerinin temsilcileri gibi halkı aldatmazlar. Halk düşmanı düzenin bir parçası olan belediyelerde komünistlerin bulunması büyük bir anlam taşıyor. Çünkü belediyeler aslında halka hizmet etmesi gereken kurumlar olmasına rağmen, pratikte, sermayedarlar için halkın parası kullanılarak her tür anlaşmanın yapılığı kâr kaynakları olarak işliyor” dedi.
‘Patras’taki komünist belediye, çölde bir vaha değil, mücadele şart’
Toplantıdaki gazetecilerin “Patras’ta üç dönemdir yönetim sizde, bu süreçte dar gelirlilerin hayatı nasıl değişti?” sorusuna Peletidis, gerçekçi olmayan beklentilere girmemeyi, mücadele etmenin zorunluluğunu vurgulayan bir yanıt verdi: “İşçi sınıfının hayatı Yunanistan genelinde nasıl bir hayat sürüyorsa, hatta Türkiye’de nasıl bir hayat sürüyorsa, Patras’ta da çok farklı değil. Başkalarının emeğini sömürenlerin hayatları da öyle. Biz Patras’ta şunu söylüyoruz: ‘Siz işçiler, ne fark var aranızda? Çıkarlarınız ortak değil mi? Sorunlarınızın gerçek nedenleri kim? Siz sömürenler değil mi bu sorunların sorumlusu? Servet sahibi olanlar kimleri kullanarak bu zenginliğe sahip oluyor?”
Peletidis, belediye olarak kendilerinin “Çoklar, bir tarafa geçelim, diğer tarafı karşımıza alalım, hükümeti de o tarafa alalım, mücadele edelim, ifşa edelim, durumumuzun gerçek nedenleri nedir anlatalım” çağrısında bulunduklarını belirtti.
“Biz çölde vaha değiliz, ama nefes alıyoruz. Karşı cepheyi sıkıştırıyoruz. Gençler haklarını savunmayı öğreniyor. Yıkanmış beyinleri uyandırıyoruz. Işığı aydınlatıyoruz. Haysiyetimiz var. Bunlar az şey mi?”
‘Kamusal alanlara sermaye göz dikti, biz kazandık’
Peletidis, Patras’ta kamusal alanlar üzerinde sermayeyle halk arasında karşı karşıya geliş yaşandığını belirterek, “Biz kazandık. İş merkezleri yapmak istiyorlardı, biz buraları büyük parklar, meydanlar yaptık” dedi.
Emekçilerin çocuklarının tatile gidemediğini belirten Peletidis, “Biz ücretsiz çocuk kampları yaptık. Mahalle içlerine çocuklar için oyun merkezleri yaptık. Anaokulları ücretliydi, biz ücretsiz yaptık ve sayılarını artırdık” dedi.
Patras’ta ailelerin çocuklarını eğitimlerine destek için dershanelere gönderdiğini belirten Peletidis, “Peki yoksul çocukları nereye gidiyor? Bizim kurduğumuz halk kütüphanelerine” dedi.
‘Haklarımız için Patras halkı olarak 220 kilometre yürüdük’
Yerel yönetimler açısından en kritik başlıklardan biri, bütçe. Peletidis, halkın bütçesini artırmak için Patras’tan Atina’ya kadar 220 kilometre yolu Patras halkıyla birlikte yürüyerek eylem yaptıklarını ve bu eylem sonunda kazandıklarını belirtti.
Tıpkı Türkiye’de olduğu gibi, Yunanistan’da da spor, halkın en önemli ilgi alanlarından biri. Peletidis, “Yunanistan’ın en büyük stadyumunu inşa ettik Patras’ta” dedi.
Okuyan: Günü geldiğinde Türk ve Yunan halklarının birbirilerinin kanını dökmemesi için hazırlıklıyız’
Gazetecilerin Ukrayna’da süregiden savaşa dair sorusuna yanıt veren TKP Genel Sekreteri, “TKP ve YKP olarak iki partinin de önceliği, kendi ülkelerimizin sıcak çatışmanın tarafı olmasının önüne geçmek ve NATO’ya karşı mücadeleyi yükseltmek” dedi.
Okuyan, meselenin yalnızca Ukrayna savaşından da ibaret olmadığını belirterek, “Türkiye ve Yunanistan halkları da, birilerinin çıkarları öyle gerektirdiğinde düşman haline getirilmeye çalışılan halklar. Biz Yunan yoldaşlarımızla bu konuda çok net kararlar aldık, hazırlıklarımız, ilkelerimiz var. İki ülke arasında böyle bir çatışmanın gündeme gelmesi halinde var gücümüzle bunun karşısına dikileceğiz” dedi.
Peletidis, Okuyan’ın görüşlerine katıldığını belirterek, “Kimin çıkarlarına bu savaşlar? Emperyalistlerin çıkarına. Biz emperyalistler arasındaki bu çatışmalara taraf olmayacağız” dedi.
Peletidis, Türkiye’yle Yunanistan arasındaki gerilime de değinerek, “Bakın, Yunanistan iki uçak alıyor, sonra Türkiye dört tane alıyor, Yunanistan sekiz tane alıyor, bu böyle gidiyor. Kim ödüyor bunların parasını? Halklar ödüyor, biz ödüyoruz. Biz bunu bitiririz” dedi.
Yunan başkandan depreme hazırlık yorumu: Esas mesele iktidar mücadelesi
Gazetecilerin Patras’ta da yakın zamanda depremler yaşandığını belirterek nasıl bir hazırlık yaptıkları sorusuna Peletidis, Patras’taki yapı stoğunu güçlendirmek başta olmak üzere her türlü hazırlığı yapmaya çabaladıklarını ifade etti.
Ancak Peletidis’e göre deprem hazırlığında bunlar yeterli değil. Mesele, merkezi bütçenin nasıl kullanıldığında, dolayısıyla siyasi iktidarda düğümleniyor.
“Bugün Yunanistan’da evlerimizi, okullarımızı depreme dayanıklı hale getirmek için kaynak var mı? Var. Ama o kaynağı birileri ‘yatırım’ için kullanıyor, ‘projeler’ için kullanıyor. Kaynak var, ama halk için kullanılmıyor. İşte biz bunun mücadelesini veriyoruz. Onlar bizim kaynaklarımıza el koymaya çalışıyorlar, biz de onlarınkine. Biz kazanırsak deprem sorunu çözülür, onlar kazandığı sürece çözülmez.”
Türkiye Komünist Partisi Basın Bülteni