Soluk borusunun her iki tarafına doğru uzanan ve kelebek şekline benzetilen tiroid, hormon salgılama ve vücudun metabolizmasının düzenlenmesi gibi işlevleri olan, hayati önem taşıyan bir organdır. Dolaşım, sindirim, üreme ve sinir sistemlerinin düzenli çalışmasında etkilidir. Bu sistemler tiroidin salgıladığı hormonlardan etkilenir ve Tiroid bezi düzgün çalışmadığı zaman metabolik sorunlar ortaya çıkabilir. Tiroid nodülleri yaygın olarak görülür, genellikle Kanser değildir ancak yaş, cinsiyet ve radyasyona maruz kalmak tiroid kanseri riskini etkileyebilir. Memorial Sağlık Grubu Medstar Antalya Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Op. Dr. Barış Özcan, tiroid kanseri hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.
Boğazda şişlik ve yutma güçlüğü varsa…
Tiroid nodülleri tiroid hücrelerinin anormal bir şekilde büyümesi veya çoğalması ile oluşmaktadır. Tiroid nodülleri tek veya birden çok olabilir, nodüllerin içleri katı ya da sıvı olabilir. Çoğu zaman iyi huylu olan bu tiroid nodüllerinin oluşmasına guatr hastalığı denilmektedir. Tiroid nodüllerinin içerisinde nadiren de olsa kanser hücresi görülebilmektedir. Tiroid kanseri olarak tanımlanan bu hastalık ilerlediği durumlarda dışarıdan şişlik ve yumru şeklinde görülebilir, yemek borusuna baskı yapabilir. Belirtiler arasında genellikle buna bağlı olarak şişlik, yutma güçlüğü, nefes darlığı ve ses kısıklığı yer alır.
Tiroid kanseri büyüdükçe şunlara neden olabilir;
1. Boyunda deriden hissedilebilen bir yumru (nodül)
2. Ses kısıklığının artması da dahil olmak üzere seste değişiklikler
3. Yutma güçlüğü
4. Boyunda şişmiş lenf düğümleri
5. Boyun ve boğazda ağrı
Kadınlarda daha sık görülüyor
Tiroid kanseri kadınlarda erkeklere göre daha fazla görülmektedir. Sebebi tam olarak bulunamamış olsa da, östrojen hormonunun etkilediği düşünülmektedir. Ailesel faktörler, baş boyun çevresine alınan radyoterapi tedavilerin etkili olduğu düşünülmektedir. Tiroid kanserinde kan tahlilleri ve boyun yani tiroid ultrasonuna bakılır. Troid nodüllerinde şüpheli bir durum varsa ince iğne aspirasyon biyopsisi ile kanser hücresi varlığı kontrol edilir. Eğer şüpheli kanser hücresi varsa ameliyat sırasında alınan parçanın biyopsisi yapılarak tanı tam konur. Tiroid biyopsisi tüm dünyada tanı koymak için kullanılan en güvenilir yöntemdir. Biyopsisi yapılan hastalara detaylı boyun taraması ile haritalama yapılmakta, şüpheli lenf bezi ve metastaz olup olmadığı kontrol edilmektedir.
Cerrahide ses tellerini korumak büyük önem taşıyor
Tiroid kanserinin tedavi yöntemlerinde ilk sırada cerrahi yer almaktadır. Burada tiroid bezinin tamamının ya da etkilenen kısmının çıkarılması hedeflenmektedir. Boyundaki lenf bezlerinde tutulum varsa bunların temizlenmesi gerekir. Tiroid kanseri ameliyatları boyun bölgesinden yaklaşık üç santimlik bir kesi ile gerçekleştirilir. Bu kesi ile tiroid bezinin bir kısmı veya tamamı alınır. Burada lenf bezleri ile ilgili bir tutulum varsa lenf bezi temizliği de yapılır. Bu ameliyatlarda ses tellerinin korunması çok önemlidir. Bu yüzden ses sinirlerini korumak için özel sinir koruyucu monitörler kullanılır. Bu sayede ameliyatta olası bir cerrahi komplikasyon yaşanmadan ses telleri ve sinirleri korunmuş olur.
Ameliyattan sonra ek tedaviye ihtiyaç duyulabilir
Biyopside alınan parçaların incelenmesi sonucunda tedavi planlanır. Ameliyat sonrasında, bazı tiroid kanseri türlerinde radyoaktif iyot tedavisi (atom tedavisi) adı verilen ek bir tedaviye gerek duyulabilir. Bu tedaviye gereksinim kararı, patoloji sonucu ve hastalığın tekrarlama riskine göre takip eden hekim tarafından verilir. Genellikle, tedaviden belli bir süre önce tiroid ilacını kesip özel bir diyet yapmak gerekmektedir. Tedavi, etrafa radyasyon yayma olasılığı nedeni ile radyasyonu geçirmeyen bir ortamda verilir ve tedaviden sonra çevresindekilerin etkilenmesini önlemek amacıyla bir süre radyasyon tedbirleri alması gerekir. Tiroid ameliyatından sonra ömür boyu, hem vücudun tiroid hormonu ihtiyacını karşılamak hem de hastalığın tekrar etmesini önlemek amacıyla ağızdan tiroid hormonu tedavisi verilmektedir.
Memorial Hastanesi Basın Bülteni