Haber: Aydın BİLGİLİ
Sosyal Güvenlik Haftası dolayısı ile ilgili olarak Babaeski Sosyal Güvenlik Kurum Müdürü Özcan Aramağan ve beraberindekilerle birlikte bir dizi ziyaretler gerçekleştirdi.
Babaeski Sosyal Güvenlik Kurum Müdürü Özcan Armağan ve beraberindekilerle birlikte Hafta dolayısı ile ilk olarak İlçe Kaymakamı Tarkan Keskin ve ardıundan Babaeski Belediye Başkanı Av. Asbdullah Hacı’yı makamında ziyaret etti.
Yapılan Ziyaretlerle ilgili bir açıklama yapan Armağan şunlara yer verdi; Babaeski Sosyal Güvenlik Merkez Müdürü Özcan ARMAĞAN yaptığı bilgilendirmede;15-21 Mayıs tarihlerinin Sosyal Güvenlik haftası olarak kutlandığını bu hafta dolayısıyla Sayın Kaymakamımız Tarkan KESKİN ve Sayın Belediye Başkanımız Abdullah HACI’yı hafta dolayısıyla ziyaretlerde bulunduk sSosyal Güvenlik Bilincinin toplumda yerleşmesi için faaliyetlerimiz devam edecektir
Sosyal Güvenlik Kurum Müdürü Özcan Aramağan daha sonra yaptığı açıklamada şunlara yer verdi;
SOSYAL GÜVENLİĞİN ÜLKEMİZDEKİ GELİŞİMİ
Osmanlı İmparatorluğu’ndaki sosyal güvenlik uygulamaları ve gelişimi ‘doğal’ ve ‘geleneksel’ kurumlardan ‘modern’ sosyal güvenlik uygulamalarına doğru bir evrimleşme geçirmiştir
İmparatorluktaki sosyal güvenlik uygulamaları
Üç kategoride toplanabilir:
1. Aile içi yardımlaşmalar
2. Dinsel yardımlar
3. Meslek kuruluşları içerisindeki yardımlardır
1 Nisan 1866'da kurulan ilk işçi örgütü “Amelperver Cemiyeti” zanaat öğretme, araç gereç sağlama
ve iş bulma gibi amaçları ile yetersiz de olsa da bir sosyal güvenlik uygulaması kabul edilebilir. Yine
1866'da kurulan “Askeri Tekaüt Sandığı” ilk resmi sosyal güvenlik kurumudur. Bunu 1881'de sivil memurlar için kurulan bir emekli sandığı izlemiştir.1890'da Seyrisefain Tekaüt Sandığı,1909'da askeri ve mülki sandıklarla Tersane-i Amirenin işçi ve memurları için emeklilik ve malullük sandığı, 1910'da Hicaz Demiryolu Memur ve Müstahdemlerine hastalık, kaza halleri için yardım sandığı, 1917'de Şirket-i Hayriye Tekaüt Sandığı kurulmuştur. Modern anlamda sosyal güvenlik kurumları Cumhuriyetin ilk yıllarında sosyal güvenliğe yönelik doğrudan düzenlemeler yapılmasa da, çıkarılan Borçlar Kanunu (1926), Umumi Hıfzısıhha Kanunu (1930) gibi yasalarla dolaylı kimi düzenlemelere gidilmiştir. Yine bu dönemde sosyal sigortalara benzeyen, fakat kişiler ve riskler açısından dar kapsamlı birtakım emeklilik ve yardımlaşma sandıklarının kuruluşunu öngören yasalar çıkarılmıştır.1930 tarihli Askeri ve Mülki Tekaüt Kanunu bunların en önemlisidir. 1933 yılında Vilayet Hususi İdareleri Tekaüt Sandığı ve İstanbul Mahalli İdaresiyle, Ankara Belediyesi Memurları Tekaüt Sandığı, 1934 yılında DDY ve Limanlar İdaresinin Memur ve Müstahdemleri Tekaüt Sandığı gibi çok sayıda emeklilik ve yardımlaşma sandığı kurulmuştur. İşçiler de benzer yardımlaşma sandıkları kurmuşlardır. En önemlisi 1923 yılında Zonguldak ve Ereğli bölgesinde maden işçilerinin kurdukları Amele Birliği ve İhtiyat ve Teavün Sandıkları olmak üzere, Samsun Tütün İşçileri Teavün Cemiyeti ile İstanbul’da elektrik fabrikası işçilerinin kurduğu Yardım ve Teavün Sandığı bu türden kuruluşlardır. 1936 tarihli 3008 sayılı İş Kanunu ile ilk kez sosyal sigortaların kuruluşu ve sosyal sigortalara ilişkin temel ilkeler öngörülmüştür ancak, Cumhuriyet’in ilanından 1945 yılına gelinceye kadar bir sosyal güvenlik sistemi oluşturulamamıştır. Sosyal sigortalarla ilgili ilk yasa 27 Haziran 1945 tarih ve 4772 sayılı İş Kazaları, Meslek Hastalıkları ve Analık Sigortaları Kanunu'dur. Bu yasaya paralel olarak 16 Temmuz 1945 tarihinde İşçi Sigortaları Kurumu Kanunu çıkarılmıştır. 2 Haziran 1949 tarihinde 5417 sayılı İhtiyarlık Sigortası Kanunu çıkarılmıştır.
Türkiye, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki dönemde dünyada sosyal güvenlik alanında ortaya
çıkan gelişmelere ayak uydurmaya çalışmıştır. 10 Aralık 1948 tarihli “İnsan Hakları Evrensel Bildirisi”
6 Nisan 1949’da Bakanlar Kurulu’nca kabul edilmiş; 7 Nisan 1948 tarihli Dünya Sağlı Örgütü (WHO) Anayasası, 9 Haziran 1949 tarih ve 5062 sayılı yasa ile onaylamış ve Türkiye Dünya Sağlık
Örgütü üyesi olmuştur. Bu sözleşmeler Türkiye’ye sağlık ve sosyal güvenlik alanlarında yükümlülükler
getirmiştir 1949 yılında çıkarılan 5434 sayılı kanunla T.C.Emekli Sandığı kurularak genel ve katma bütçeli kuruluşlardan aylık alanlarla, daha önce özel kanunla kurulmuş kimi sandıklara bağlı olanlar
Emekli Sandığı kapsamına alınmıştır. Böylece o güne kadar dağınık halde bulunan ve memurlara
sosyal güvence sağlayan tüm yasa ve sandıklar birleştirilmiştir .1961 Anayasası’nda sosyal güvenlik ve sağlık kavramları birer hak olarak tanımlanmış ve bu hakların sağlanmasının devletin görevi olduğu kabul edilmiştir. 5 Ocak 1961 tarihli 224 Sayılı Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Yasası bu alanda
önemli bir adım olmuştur.Bu yasa bütün sağlık hizmetlerinin finansmanının genel bütçeden karşılanmasını ve sağlık hizmetlerinin, yasal süreci izleyen herkese ücretsiz olarak verilmesini öngörmektedir. 1965'te yürürlüğe giren 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ile dağınık haldeki
mevzuat bir bütün haline getirilmiştir. Bu gelişmeyi 1971 yılında kabul edilen ve esnaf, sanatkar
ve diğer bağımsız çalışanlara yönelik olan1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu izlemiştir.
10 Temmuz 1976 tarih ve 2022 sayılı yasayla, en geniş kapsamlı kamu sosyal güvenlik harcaması
olarak bilinen “65 yaş aylığı” uygulamasının başlatılması, iyi bir sosyal güvence örneği olmuştur.
Bu yasa ile “65 Yaşını Doldurmuş, Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına karşılıksız
aylık bağlanmıştır 1980’li yılların başından itibaren kamu kesiminde çalışan sivil ve askeri personele yönelik tazminat niteliğindeki ödemeler, 1983 yılında sosyal yardım hizmetlerini tek çatı altında toplamayı amaçlayan “Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu - SHÇEK” in yeniden düzenlenmesi bu alandaki önemli gelişmelerdir. 1983 yılında yürürlüğe giren 2926 sayılı “Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu” ve 2925 sayılı “Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu ”tarım kesiminde çalışanlara da sosyal güvenlik sağlamayı hedeflemiştir.1986 yılında oluşturulan “Sosyal Yardımlaşma Ve Dayanışmayı Teşvik Fonu (SYDTF)” ve 1992yılında uygulanmaya başlanan “Yeşil Kart” sistemi bu alandaki diğer özgün düzenlemeleri oluşturmaktadır. 1996-2000 yıllarını kapsayan Yedinci 5 Yıllık Kalkınma Planı’nda tüm sosyal güvenlik kurumlarının tek çatı altında toplanması hedefine yönelik olarak “Sosyal Güvenlik Temel Yasası’nın” çıkarılması öngörülmüştür. Böylece bu alanda önemli bir adım olmuştur. Bilindiği üzere, Sosyal Güvenlik Reformu çerçevesinde 20 Mayıs 2006 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve aynı gün yürürlüğe giren 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu ile Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK), Bağ-Kur ve Emekli Sandığı Sosyal Güvenlik Kurumu’na yani SGK’ya devredilmiş, dolayısıyla üç ayrı sosyal güvenlik kurumu tek çatı altında birleştirilmişti. sosyal güvenlik hizmet standartları yeniden belirlenmiş, insan odaklı, güler yüzlü bir hizmet anlayışıyla, en kısa sürede, eşit ve adil bir şekilde sunulması amaçlanmıştırtır.
İnanıyoruz ki, kurumsal etkinliği artıracak olan Sosyal Güvenlik Kurumu, ayrım gözetmeksizin, bütün vatandaşlarımıza, eşit koşullarda, hak ettikleri kapsam ve kalitede sosyal güvenlik sağlama imkânı tanıyacak, ve yoluna devam edecektir
Saygılarımla
Gündem
Yayınlanma: 17 Mayıs 2017 - 15:38
SGK MÜDÜRÜ ÖZCAN ARMAĞAN HAFTA DOLAYISI İLE BİR DİZİ ZİYARETLER GERÇEKLEŞTİRDİ
Haber: Aydın BİLGİLİ Sosyal Güvenlik Haftası dolayısı ile ilgili olarak Babaeski Sosyal Güvenlik Kurum Müdürü Özcan Aramağan ve beraberindekilerle birlikte bir dizi ziyaretler gerçekleştirdi
Gündem
17 Mayıs 2017 - 15:38
İlginizi Çekebilir