Poyralı' nın meşhur pancar pekmezinin yolculuğu, bölgede bulunan tertemiz kaynak sularıyla yetiştirilen şeker pancarı ile başlıyor. Hasat zamanının ardından toplanan şeker pancarları, üreticileri tarafından evlerinin avlularında özenle yıkanıyor, temizleniyor ve kabukları soyuluyor. Pekmez ustaları köylerinde bulunan kadim pekmez hanelerinde, tahta ezme makinelerinde pancarı sıkarak, posasını alıyor. Posadan çıkan pancar şırası, yine bölgedeki el değmemiş doğal kaynak suları ile kaynatılarak, sofralara ulaşıyor.
Yüzyıllık pekmez hanelerde el emeği göz nuru ‘pekmez’
Poyralı köyünde bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az kalan pekmez haneler adeta zamana ve teknolojiye meydan okuyor. Pekmez hanelerin yaşayan en eski pekmez hatunlarından biri olan Emine Kayacık, pancar pekmezinin zorlu ve bir o kadar da keyifli yolculuğunu anlatarak, “Fabrikalar pancarı işleyerek şekerini yapıyor, biz de böyle pekmezini yapıyoruz senelerden beri.
“7-8 saat odun ateşinde kaynıyor, 3 kez tülbentle süzülüyor”
Aynı zamanda Poyralı Köyü muhtarı Bülent Kayacık’ın eşi olan Pekmezci Emine teyze şeker pancarının pekmez halini alarak şişelere girme hikayesini anlatıyor bizlere; ” öncelik ile tarlalardan çıkarttığımız pancarı kazıyoruz, bol su ile yıkıyoruz pekmez hanemizdeki makinede kıyıyor ve burada da süzüyoruz daha sonra. Burada tavalarda kaynatmaya başlıyoruz. Bu uzun bir süreç alıyor karıştırıyoruz dibi tutmasın yapışmasın diye tam kıvamına gelince bidonları hazırlıyoruz bidonlara koymadan önce tülbentten süzüyoruz. Ondan sonra şişeye dolduruyoruz. Yani 3 defa süzülüyor. Ve 7-8 saat gibi bir süre de odun ateşinde kaynıyor dedi.
“Tarladan, sofralara tamamen organik”
Şeker pancarları, pekmezhanemiz de bulunan tahta ezme makinelerinde sıkıştırılarak posasından ayrıldıktan sonra şırasını ‘tava’ adı verilen büyük kazanlarda 7-8 saat kaynatıyoruz . Bizim pekmezlerimiz organik, tamamen organiktir . Hiçbir katkı maddesi yoktur içinde .Pekmezin faydalarını anlata anlata bitiremeyen Emine teyze.
“Pekmez verince çocuklara, öksürük şurubu gerekmez”
Yeni neslin şeker pancarından pekmez üretimi yapma konusunda günden güne uzaklaştığını söyleyen Emine teyze “Yani bu çocuklara öksürük şurubu hiç gerekmez bunu verdiğin zaman. Kaymağını ekmeğinin üzerine sür, ver çocuklar yesin. Hiç sorun değil. Faydası çok” dedi.
“Emeğimizin karşılığını alamıyoruz”
Poyralı Köyü’nde görüştüğümüz bir diğer pekmez imalatçısı ise yağmurda çamurda, karda bin bir zahmet uğraşarak ürettikleri pancar pekmezinin gerektiği karşılığını alamamaktan üzüntü duyduklarını belirterek, “Satmaya sıra geldi mi bedava istiyorlar bizden. 10 liraya 13 liraya. Ama biz istiyoruz, ki bu yapılan işlemin biraz karşılığı olsun o pekmez sofradaki yerini alana kadar olan süreç hiçte kolay bir süreç değil. Tarlaya ekimi, toplanması, yıkanması, işçilik, nakil için mazot parası, pişirmek için odun parası, pekmez için şişe parası, kapak parası, etiket parası bunları kimse görmüyor. Ama hepsi bizlerin cebinden çıkan para hepsini toplayınca maliyet nerelere çıkıyor. Bunu bizler fiyat söyleyince çok geliyor. Bunun için yaptığımız işin karşılığını alamıyoruz biz” ifadelerini kullandı. (Erdoğan ŞENDİR)
Gündem
Yayınlanma: 28 Eylül 2019 - 08:30
Poyralı Köyü'nde tarlalarında bin bir emekle yetiştirdikleri şeker pancarını bin bir zahmetle işleyerek, sofralara 'pancar pekmezi' olarak ulaştırmaya başladılar
Poyralı' nın meşhur pancar pekmezinin yolculuğu, bölgede bulunan tertemiz kaynak sularıyla yetiştirilen şeker pancarı ile başlıyor
Gündem
28 Eylül 2019 - 08:30
İlginizi Çekebilir