Depremlerde bilimsel olarak 3 türlü önlem alınır.
- Deprem öncesi önlemler. Bunlar, zemin, malzeme, denetim, planlama v organizasyon.
- Deprem Anındaki önlemler. Bunlarda bunlar da eğitim yoluyla yaşayan insanlara verilmesi gereken bilgiler.
- Deprem Sonrası Önlemler. Bunlar, arama kurtarma, sağlık yardımı, ikmal iaşe, barınmadır.
6 Şubat Depreminde şu yukarıda saydıklarımızdan hiç birinin yerine getirilmediğine tüm Türkiye ve dünya tanık oldu. Yıllarca yardım yaparak övündüğümüz Kızılay ve Afad, çadır satarak adını duyurmuştur. Geçmişteki edinmiş olduğu olumlu tüm prestijini ortadan kaldırmış, insanların gözünde bir yardım kuruluşu değil, rant devşirilen ticari bir kuruma dönüşmüştür maalesef. Deprem sonrasında yıkıma uğrayan çok az yerde ilk 48 saat sonra detaylı kurtarma anca başlatılabilmiş. Diğer yerlere ise günlerce gidilememiş, insanlar kaderleri ile baş başa bırakılmıştır. Akp – Mhp iktidarı siyaseten irade koyamayarak göçük altında kalan, kendi imkanları ile kurtarılan yaralıları zor durumda bırakmıştır. Deprem bölgesi ile ilgili hiçbir hazırlığı olmayan Akp – Mhp iktidarı, depremden sonra hayati zaman dilimi olan ilk 48 saatte dahi arama kurtarma ve yardım çalışmaları için araçların gidişine engel olan yol tahribatlarını dahi düzeltememiştir. 17 Ağustos Marmara Depreminden hiç ders çıkarmayan siyasal iktidar bu 11 şehirde de olması gereken deprem toplanma alanlarını rant alanlarına çevirdiği için deprem sonrası büyük kaosun yaşanmıştır. Beklenen İstanbul Depreminde de toplanma alanlarının rant için kullanıldığı bilinmektedir. Çeşitli nedenlerle İstanbul içinde oluşan, kupon arsa diye nitelenen merkezi yerlerdeki büyük alanların bugünden deprem toplanma alanı haline getirilmesi acil bir zorunluluktur. Deprem sonrası arama kurtarma çalışmalarında uluslararası düzeyde destek ve katkılar sunulmuştur. Büyük miktarlarda parasal yardımlar yapılmıştır. Siyasal iktidar toplanan paraların harcanması ile ilgiliyle kamuoyuna herhangi bir açıklama da bulunmamıştır. Bu durum toplumda büyük rahatsızlık ve üzüntüye neden olmuştur. Ayrıca deprem sonrası devlet tarafından depremzedelere yapılamayan yardımlar, halkın dayanışma ruhu ve gönüllü kuruluşların çalışmaları sonucu bir nebze de olsa depremzedelerin yaralarını sarmıştır. Akp – Mhp iktidarının deprem sonrasını yönetememesi sonucunda oluşan Bugün itibariyle depremin üzerinden tam bir yıl geçmiştir. Toplanan paralar ve bunların akıbeti ile ilgili kamuoyuna bilgi verilmezken, gelen giyim yardımları, gıda yardımları ve maddi yardımlarında eşit olmayıp, yardım dağıtımında ayrımcılık yapıldığı tüm kamu oyu tarafından bilinmektedir. Özellikle Hatay bölgesinde deprem sonrasında, devletin yapması gereken zorunlu görevlerini yapmamıştır, insanlar yalnız bırakmıştır. Hatta uluslararası ve gönüllü kuruluşlarca gönderilen gelen yardımlar bu bölgeye ulaştırılmamıştır. Şu anda çıplak gözle görülen, bölgenin yandaş mütahitlerin şantiye alanına dönüştüğüdür. Bölge halkına söz verilen evlerin teslimatları yapılmadığı gibi inşaat süreçlerinin ne durumda olduğu ve evlerin nasıl dağıtılacağı dahi açıklanmamıştır. Korkarız ki depremde çürük inşaat yaparak binlerce insanın ölmesine Kıbrıs tan gelen sporcu öğrencilerin kardeşlerimizin kaldığı hotel sahibi gibi diğerlerinin de kayrılacağından kuşkuluyuz. Bölgedeki sorumlu mütahitler konusunda gerçek bir yargılama ve sorumlulardan hesap sürecinin gerçekleşmeyeceği endişe ve üzüntüsü içindeyiz. 6 Şubat Kahramanmaraş depreminde, kaç vatandaşımızın öldüğü, yaralandığı ve kayıp olduğu resmi makamlarca net şekilde ortaya konulamamaktadır. Kimsesiz kalmış çocuklar ve zor durumdaki ailelerin çocukların cemaat ve tarikatların insafına terk edildiği haberleri ayyuka çıkmıştır. Depremin yıl dönümünde sayın Cumhurbaşkanın Hatay a giderek yaptığı konuşma deprem mağdurlarını bir kez daha yıkmıştır. Toplumda da üzüntü ve şaşkınlık yaratmıştır. Deprem gibi doğa olaylarının, önlemler alındığında, kitlesel ölüm ve maddi kayıplara neden olmadığı dünyanın bir çok ülkesinde görülmektedir. Doğa olaylarını afete çeviren, yetkililerin gerekli olan önlemleri almamasıdır. Buradan tüm yetkililer, doğa olaylarına karşı yeterli tedbirleri almaya çağırıyoruz. Bu onların asli görevleridir" denildi.
AYSUN ÜN