Avrupa'nın yakın tarihindeki en büyük insanlık trajedilerinden biri olarak kabul edilen Srebrenitsa soykırımı, 29 yıl sonra hala derin yaralar açmaya devam ediyor.
11 Temmuz 1995'te, Bosna Hersek'in doğusundaki Srebrenitsa şehri, Ratko Mladic komutasındaki Sırp askerleri tarafından ele geçirilmiş ve binlerce Boşnak sivilin acımasızca katledilmesine tanıklık etmişti. Bugün, bu karanlık günün ardından bile, kurbanların yakınlarının ve Boşnak milletinin yüreklerindeki acı dinmek bilmiyor.
Srebrenitsa'yı ziyaret edenler hala o günlerin dehşetini ve acısını hissediyorlar. Toprağa verilen binlerce masum insanın ardından, hala ulaşılamayan binin üzerinde kişinin mezarı ise yürekleri dağlıyor. Ancak, bu acılar adalet arayışını da besliyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararlarla, soykırımı inkar edenlerin ve sorumluların yargılanması, umut ışığı olmaya devam ediyor.
Bugün, Srebrenitsa'da yaşayanlar, geçmişlerini anımsamak ve gelecek nesillere aktarmak için çaba gösteriyorlar.
Her yıl 11 Temmuz'da düzenlenen anma törenleri, yaşananları unutmamak ve adaletin sağlanması için bir fırsat sunuyor. Bu topluluk, acılarını paylaşırken, birlikte daha güçlü olduklarını da hissediyorlar.
Srebrenitsa soykırımı, sadece bir ulusun değil, tüm insanlığın vicdanında derin izler bıraktı. Anılarını canlı tutmak, tarih dersleri ve insan hakları mücadelesi için bir ilham kaynağı olmaya devam ediyor.
Geçmişin acılarını anlamak, gelecekte benzer felaketlerin yaşanmaması için önemli bir adım olarak kabul ediliyor.
Srebrenitsa soykırımı kurbanlarını anarken, umut dolu bir gelecek için çaba göstermek, adaletin ve barışın tesisi için ortak bir sorumluluktur.
Geçmişten dersler çıkarmak ve insanlık onuruna yakışır bir dünya inşa etmek için birlikte çalışmak, Srebrenitsa'nın acılarını dindirmenin ve gelecek nesiller için daha güvenli bir dünya yaratmanın anahtarıdır.
UĞUR HALEP