Müslüman Türklerin Malazgirt Zaferi’nin (26 Ağustos 1071) ardından Anadolu'ya göç etmeye başlaması, bu toprakların Türk-İslam medeniyetinin merkezi haline gelmesinde büyük bir dönüm noktası olmuştur.
Yeni fethedilen bu toprakları vatan yapmanın yanı sıra, Türk-İslam izlerini kalıcı hale getirmek ve şehir hayatını düzenlemek adına yapılan çeşitli çalışmalar, Anadolu’nun kültürel ve ekonomik yapısını şekillendirmiştir. Bu süreçte, Anadolu'nun kültürel ve sosyal yapısının inşasında Ahiliğin etkisi oldukça belirgindir.
Ahi Evran Kimdir?
Ahi Evran, Anadolu Ahiliğinin kurucusu ve Türk-İslam tarihinde önemli bir şahsiyettir. 1171 yılında İran'ın Hoy kasabasında doğan Ahi Evran, asıl adı Mahmut’tur. Tasavvuf ve dini ilimlerde derin bir bilgiye sahip olan Ahi Evran, birçok üstat ve âlimden ders almıştır. Özellikle Şeyh Evhadüddin Kirmani ile tanışarak, Anadolu'ya geldikten sonra Ahilik teşkilatını kurmuş ve bu teşkilat aracılığıyla Anadolu'nun sosyal ve ekonomik yapılarına yön vermiştir.
Ahilik Nedir?
Ahilik, kelime anlamı olarak “kardeşlik” ve “cömertlik” gibi kavramları ifade etmektedir.
Ancak terim olarak, XIII. yüzyıldan itibaren Anadolu’da dinî, sosyal, kültürel ve ekonomik bir sistem olarak ortaya çıkmıştır.
Ahilik, hem dünyevi hem de uhrevi yönleriyle Anadolu’nun vatanlaşmasında ve Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda büyük rol oynamıştır. Bu sistem, imanın amele dönüştüğü bir yapı olarak tanımlanabilir.
Ahiliğin Gayesi ve Teşkilatlanması
Ahiliğin temel gayesi, hem dünya hem de ahiret mutluluğunu sağlamak ve topluma düzen getirmektir. Ahilik, Selçuklu ve Osmanlı coğrafyasında geniş bir teşkilatlanma ile kendini göstermiştir.
Ahiliğin temel kaynakları arasında fütüvvet-nâmeler, seyehatnameler, Ahi Seceranâmeleri ve dönemin tarih kitapları yer almaktadır.
Ahiliğin oluşumunda siyasi, sosyo-ekonomik, dini ve kültürel faktörler etkili olmuştur. Bu faktörler arasında Anadolu’nun vatanlaşması, yerleşik hayata geçiş, dini etkenler ve Türk kültürel değerleri öne çıkmaktadır.
Ahilik ve Eğitim
Ahilik, eğitim konusunda da önemli katkılarda bulunmuştur.
Ahiler, tekke ve zaviyelerde teorik olarak fütüvvet esaslarını öğretmiş ve iş başında uygulamalı eğitimler vermiştir. Ayrıca, kadınları da eğitmiş ve onları üretici konuma getirmiştir.
Ahi Evran’ın eşi Fatma Bacı’nın kurduğu “Bacıyan-ı Rum” teşkilatı, kadınları meslek sahibi yapmış ve sosyal hayatın aktif bir parçası olmalarını sağlamıştır.
Ahilik ve İktisadi Sistem
Ahilik, Selçuklu ve Osmanlı iktisadi sisteminin temellerini atmıştır. Ahiler, helal kazancı, emeğe saygıyı ve dayanışmayı öne çıkararak, adil ve ahlaki bir ekonomik sistem oluşturmuşlardır. Bu sistem, ihtiyaç sahiplerine yardım etmeyi ve israftan kaçınmayı esas almıştır.
Ahilik ve sosyal güvenlik
Ahiler, toplumun sosyal güvenliğini sağlama noktasında da önemli bir rol oynamıştır. Kurdukları vakıflar aracılığıyla, kimsesizlerin ve ihtiyaç sahiplerinin desteklenmesini sağlamışlardır. Bu sosyal güvenlik anlayışı, Ahiliğin toplumsal dengeyi sağlama misyonunu yansıtmaktadır.
Ahiliğin Etkileri
Ahilik Teşkilatı, Anadolu’daki medeniyet yapısını birçok açıdan etkilemiştir. Ehliyet ve liyakat esasına dayalı yönetim, dayanışma ve kardeşlik modeli, kadınların eğitimi ve iş gücüne katılımı, ekonomik adalet ve sosyal güvenlik sistemleri gibi alanlarda Ahiliğin etkileri görülmektedir. Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda ve Anadolu’nun İslamlaşmasında Ahiliğin büyük bir payı vardır.
Ahilik, sadece bir esnaf teşkilatından öte, Anadolu’nun sosyal ve ekonomik yapısının şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır.
Ahiliğin eğitim, sosyal güvenlik, ekonomik ve kültürel alanlarda sağladığı katkılar, modern dünyada da örnek alınacak bir model sunmaktadır.
Ahilik, medeniyet tasavvurumuzun önemli bir unsuru olmaya devam edecektir.
Fotoğraf: Kırşehir Valiliği
AYSUN ÜN